Kadın Modasının 100 Yıllık Yolculuğu

1920’lerde katı normları yıkarak mini etekler giyen, saçlarını kısacık kestiren ve caz müzik dinleyen Flapper’lar, kadın modasının dönüşümüne dair ilk güçlü adımları atmıştı. Peki tüm bu değişim nasıl başladı ve günümüzde nereye ulaştı? İşte, dünden bugüne kadın modasının 100 yıllık yolculuğu!

19’uncu yüzyılın sıra dışı isimlerinden Oscar Wilde, modanın çirkinliğin bir formu olduğu için her altı ayda bir değiştirildiğini düşünüyordu. Bu ilginç düşünceye doğru ya da yanlış demek mümkün değil ancak modanın sanat ve özgürlükle bir ilişkisi olduğu gerçek! Hele de kadın modasının…  Kadın modası, 20’nci yüzyılın başlarından bu yana hızla değişim gösterdi. Bu değişim mini eteklerden blazer ceketlere, kolsuz elbiselerden crop modellere kadar birçok farklı trendi içeriyor.

Bugün, kadınların giymekten hoşlandıkları kıyafetleri düşününce geçmişin moda akımlarını tahmin etmek kolay gibi görünse de kadın modasının eski dönemlerinde bazı şaşırtıcı dönüm noktaları da yok değil! Örneğin; ilk mağazasını Paris’te açan Gabrielle Coco Chanel, o dönemde kadınlar tarafından giyilmesi uygun bulunan elbiseler tasarlamayı reddetmişti. Bunun yerine kendi özgün tarzını yaratan Chanel, kuralları yıkmayı tercih ederek dönemin erkek kıyafetlerine özgü rahat jarse kumaşı kadın modasına dahil etmişti. Peki, son 100 yılda modanın tarihinde başka neler değişti?

1) Kadın Modasının Tarihçesi

Moda, yüzyıllar boyunca kadınların giyim tarzlarını belirleyen bir etken oldu. Elbette sosyal, ekonomik, coğrafi ve kültürel koşullar da modayı etkiliyordu. Mesela Antik Mısır’da elbiseler, kaftanlar ve şallar terletmediği için keten kumaşlardan dikiliyor ve hem kadınlar hem de erkekler tarafından giyiliyordu. Aynı zamanda toplumsal değer yargılarının, dinlerin ve sınıfsal ayrımların da moda üzerinde dönüştürücü bir güce sahip olduğu biliniyor. Bilhassa Antik Yunan’da kadınların giydiği elbiseler tenlerinin gizlenmesi ve vücut hatlarının ön plana çıkarılması için genellikle daha uzun ve dar olacak şekilde tasarlanıyordu.

16’ncı yüzyılda modayı takip etmek bir güç ve gösteriş sembolü haline geldi. “A La Turca” kavramı ise Osmanlı Devletinin gittikçe güç kazandığı bu dönemde ortaya çıktı. Böylece Türk kültürünün izleri Batı dünyasında modayı şekillendirmeye başladı. 18’inci yüzyıla gelindiğinde ise kadın modası geniş etekler, beli ortaya çıkartacak darlıkta elbiseler ve Rokoko tarzından etkilenen fiyonkları içeriyordu. Aynı zamanda bu dönemde kısalan eteklerle birlikte, ten de daha fazla ortaya çıkmaya başlamıştı. Peki, 20’nci yüzyıldan günümüze kadar kadın giyim stilleri nasıl bir değişim geçirdi? Kısa cevap: Yüzyıllara bedel!

1.1. 1920’ler Modası

20’nci yüzyılın başlarında kadın modası büyük bir değişim evresine girdi. Bu dönemde kadınlar I. Dünya Savaşı’nın bitişiyle birlikte sosyal hayatta adım adım daha fazla kendini gösterdi. Kıyafetler de daha fonksiyonel ve rahat şekilde tasarlanmaya başladı. Özetle, kadınların özgürlük ve eşitlik taleplerine cevap vermek için kadın modasında yepyeni trendler ortaya çıktı. 1920’li yıllar, aynı zamanda bir sadelik çağını da başlattı.

Bu yıllarda kadınların korseyi geride bıraktıkları görülüyor. Bir devrim niteliğinde olan bu atılım, kadın bedeninin özgürleşmesinin ilk adımlarından birini oluşturuyor. Caz çağı olarak da bilinen 1920’ler, “Flapper” adıyla anılan bir kadın grubunun da doğmasını sağladı. Kısa bob kesimli küt saçları, kloş şapkaları, dizden yukarıda düz ve kısa elbiseleriyle göz dolduran Flapper’lar, zamanın dişil algısını yıkarak maskülen stilleri kadın modasına başarıyla uyguladı.

1.2. 1930’lar Modası

1930’lu yıllarda kadın modası Büyük Buhran’ın ciddiyetini yansıtıyor. Söz konusu 10 yılda eski dönem elbiselerine dönüş yapılarak daha uzun etek boyları ve bel hatlarını belli eden feminen kıyafetler öne çıkıyor. Bu dönemde vücut hatlarını ortaya çıkaracak şekilde tasarlanan verev kesimli elbiselerin de popüler hale geldiği görülüyor. Bununla birlikte Fransız saç stilisti François Marcel’in 1872’de ortaya çıkardığı Marcel dalgasının da dönemin sevilen saç modellerinden biri olduğu biliniyor.

Kadın giyimi, 30’lu yıllarda Hollywood’dan bolca etkilendi. Özellikle Greta Garbo ve Marlene Dietrich gibi ünlüler, kadınlar için idealize edilmiş moda figürleri haline geldi. Bu dönemde omuz ve sırt dekolteli elbiseler de özellikle gece kıyafeti olarak sıklıkla tercih edildi. Eğer siz de o yılların modasına ilgi duyanlardan biriyseniz, Tuvanam’ın Mor Tek Kol İşlemeli Maksi Abiye Elbise modelini dolabınıza eklemek isteyebilirsiniz.

1.3. 1940’lar Modası

1940 modasının II. Dünya Savaşı’nın etkisi altında şekillendiği fark ediliyor. Bu dönemde karneye bağlanan elbiselerin, malzemeden tasarruf amacıyla kısaltıldığı da bilinenler arasında. Aynı zamanda kıyafetlerde vatanseverliği destekleyecek renkler de ağırlıklı olarak kullanılıyor. Kadın plaj modasında devrim yaratan bikininin icadı ise yine aynı döneme, 1946 yılına rastlıyor.

Christian Dior, 20’li ve 30’lu yılların modasına karşı çıkarak 1947’de kadın vücuduna kum saati görünümü veren ince belli, uzun etekli elbiseler tasarlıyor. “New Look” adını alan bu feminen görüntüyü günümüzde de sıkça tercih edilen vintage kıyafetlerden tanımanız mümkün! Özellikle Rachel Gilbert’ın Lila Kolsuz Midi Kokteyl Elbise modeli, 40’lı yıllara ait dönem kıyafetlerini 2020’li yıllara taşımak isteyenler için iddialı bir seçenek oluyor.

1.4. 1950’ler Modası

Christian Dior’un kum saati görünümlü kadın siluetlerini ilham kaynağı haline getiren 50’ler modası, II. Dünya Savaşı’nda yakaladığı ölçülü şıklığı geride bırakarak yeniden canlılık kazanıyor. Giyimde karnenin kaldırılması sayesinde çarpıcı renkler ve desenleriyle göz dolduran lüks kıyafetler, dönemin modasında belirleyici bir rol oynuyor. Özellikle birbirinden farklı tarzlarda tasarlanan elbiseler, bu 10 yılın en sevilen kadın kıyafetleri arasında bulunuyor.

1950’lerde yeniden korse giymeye başlayan kadınlar için Dior, peplum kesimli üstleri sanki bir etekmişçesine uzatıp belirginleştirerek daha kadınsı bir tarz yakalıyor. Dior’un karşısında yer alan Coco Chanel’in 1920’lerde tasarladığı düz siyah elbise stili ise Audrey Hepburn’un Tiffanny’de Kahvaltı filmiyle adeta bir zarafet simgesi halini alıyor. Devrin starları arasında bulunan Marilyn Monroe, Rita Hayworth, Ingrid Bergman ve Grace Kelly gibi kadınlar, günümüzde dahi modanın dev isimleri olarak anılmaya devam ediyor.

Kadın Modasının 100 Yıllık Yolculuğu

1.5. 1960’lar Modası

1960’lı yıllar, modacıların geri planda kaldığı bir gençlik hareketinin başlangıcı! Bu 10 yıl içerisinde haute couture diye anılan özel dikim kıyafetler, yerini hazır giyim sektörüne bırakıyor. Böylece moda herkes için ulaşılabilir hale geliyor. Devrin en öne çıkan kıyafetleri arasında kot pantolonlar, gömlekler, çizgili tişörtler, parkalar ve çeşit çeşit aksesuar bulunuyor. Baskıcı rejimin karşısında duran özgürlükçü Beat Kuşağı da bu yıllarda gençler arasında popüler hale geliyor. Bilhassa Pink Floyd, The Doors ve Rolling Stones gibi gruplar, giyim tarzlarıyla ikonik figürler halini alıyor.

Cinsiyet eşitliğinin ve özgürlüğün öne çıktığı 60’lı yıllar, korse ve sütyenlerin çıkartılıp atıldığı bir devrimi de beraberinde getiriyor. Aynı zamanda bu yıllar, çiçek çocuklar olarak bilinen “hippilerin” doğumuna da şahitlik ediyor. Modaya çağ atlattıran hippi stili bol kesim pantolon, platform topuklar, püsküllü kazak, bluz vb. hareketli üstler ve bolca takıyla, kendi devri ve ötesindeki moda anlayışının belirleyicisi haline geliyor. Hatta çiçek çocukların bohem havası, şimdinin en sevilen giyim tarzlarının da çıkış noktasını oluşturuyor.

1.6. 1970’ler Modası

Disko müziğinin, punk kültürünün ve glam rock’ın popülerleştiği 1970’li yıllar, dönemin gençlerinin bireycilik algısını da bir hayli parlatıyor. Kişisel tarzlarını kendileri yaratan gençler, modaya olduğu kadar dünyaya da bireysellik temalı bir yaklaşım benimsiyor. Dönemin kadınları için upuzun ve düz saç vazgeçilmez haline gelirken, kullanılan sentetik kumaşlar ise şık kıyafetleri oldukça ucuz ve herkes tarafından ulaşılabilir hale getiriyor.

1970’lerde de 60’lı yılların hippi kültürünün etkisi hız kazanarak sürmeye devam ediyor. Buna uygun olarak kadın modasında en sevilen giysileri tığ işi yelekler, nakışlı ve patchwork kıyafetler, el yapımı takılar, crop top’lar ve tabii ki Yeşilçam’dan da hatırlayacağınız İspanyol paça pantolonlar oluşturuyor.

1.7. 1980’ler Modası

Kabarık saçlar, neon renkler ve abartılı vatkalar… İşte 1980 modasını tanımlayacak birkaç kelime! 80’li yıllar, kadınların iş gücüne gittikçe daha fazla dahil olduğu bir dönem. Haliyle bu yıllarda güçlü ve öz güvenli kadın imgesi modanın seyrini belirleyen en önemli etkenlerden biri. Buna uygun tasarlanan sivri burunlu ayakkabılar, omuzları geniş gösterecek vatkalı ceket modelleri ve parlak renkler devrin baskın stilleri arasında bulunuyor.

Kadın Modasının 100 Yıllık Yolculuğu

Öte yandan 60’lı yıllardan itibaren moda üzerindeki gücünü kaybeden elit kesim, Prenses Diana gibi ikonlarla yeniden modaya yön vermeye başlıyor. 80’lerde aerobik ve fitness’ın vazgeçilmezi olan renkli tayt modelleri ve eşofman altları da günlük hayatın tam ortasına yerleşiyor. 1983’te çıkan Flashdance filmiyle Jennifer Beals’in taytlarla kombinlediği düşük omuzlu bol kesim sweatshirt’ler, rahat şıklığıyla geleceğin modasına damga vuracağını daha o zamanlardan hissettiriyor.

1.8. 1990’lar Modası

90’lı yıllarda kadın modası tamamen rahatlığa öncelik veren bir stile kavuşuyor. 80’li yılların abartılı kıyafetleri, bu 10 yılda yerini hem rahat hem şık tasarımlara teslim ediyor. Kapüşonlu sweatshirt modelleri, bandanalar, yüksek bel kot pantolonlar, ekose etek, bol ve rahat tişörtler 1990’ların favori giyim ürünleri arasında önemli bir yer tutuyor.

90’larda alternatif rock ve grunge müzik tarzlarının yükselişinin de moda üzerinde büyük bir etkisi bulunuyor. Aynı zamanda bu yıllar, unutulmazlar arasında yer alan Naomi Campbell, Cindy Crawford ve Christy Turlington gibi süper modellerin de ortaya çıktığı döneme denk geliyor. Böylece moda, mankenlerin “idol” olarak belirlendiği bir çağa giriş yapıyor!

1.9. 2000’ler Modası

2000’lerde kadın modası, Britney Spears ve Paris Hilton gibi ünlülerin sansasyonel hayatlarıyla birlikte şekilleniyor. Bu dönemin kadın stilleri pop dergileri ve çeşit çeşit müzik kasetleriyle oldukça eğlenceli bir hava yakalıyor. Özellikle göbeği açıkta bırakan üstler, 2000’li yılların ünlülerine ait posterlerin ortak öğeleri arasında başı çekiyor. Dar kesim düşük bel pantolonlar ise kalça hatlarını ön plana çıkararak gelecek yıllarda da sıklıkla tercih edilecek olan kombin öğelerinden biri oluyor.

Kadınların 2000’li yıllarda üzerlerinden eksik etmedikleri kıyafetler arasında pançolar, bolerolar, “güçlü kadın” sloganlı daracık tişörtler ve hatta 2020’lerde yeniden popülerlik kazanacak olan parmak delikli dar kazaklar bulunuyor. Devrin pileli etek ve dolgu topuk furyası da günümüze taşınan moda trendleri arasında yer alıyor.

1.10. 2010’lar Modası

Kadın giyim tarzları, 2010’lu yıllarda çok yönlülüğüyle dikkat çekiyor. Hem tüketimin zirve yapmaya başladığı hem de sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşama dair bilincin arttığı bu 10 yıllık dönemde, moda dünyasının kafası da biraz karışmış görünüyor. 2000’li yıllarda markalara verilen önem 2010’larda da modanın belirleyicilerinden biri oluyor.

Bu yıllarda spor şıklık, günlük kombinlerin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. 2010’lar aynı zamanda vintage giyim stillerinin yeniden yorumlanmasıyla da modaya yeni bir yön kazandırdı. Böylece yüksek bel ve bol etekler ile pantolonlar yeniden yükselişe geçti. Aynı zamanda Kate Middleton, 2011’de Prens William’la yaptığı kraliyet düğününün ardından dönemin adeta yeni Prenses Diana’sı olarak zarif ve sade şıklığıyla örnek alındı.

1.11. 2020’ler Modası

Henüz ilk yarısı bitmemiş olsa da 2020’li yılların kadın modasında çok çarpıcı stillere şahitlik edeceği çoktan belli oldu! Çünkü 2020’lerde geçmiş yılların öne çıkan kıyafetleri yeniden yorumlandığı gibi, baştan aşağı yepyeni ve dinamik stiller de yaratılıyor. Özellikle son yıllarda, kadın modası üzerinden cinsiyetçilik ve kadını metalaştıran çeşitli normların kırılmasına dair hareketler giderek yaygın hale geliyor. Böylece her kadın, modayı kullanarak sorguluyor ve kendini en iyi ifade edecek tarzı bulma arayışına giriyor.

2020’li yıllarda kadınlar, artık objeleştirilmeyi reddederek kendi ayakları üzerinde durmanın haklı gururunu taşıyor. Bu sayede kadınlar arasında “athleisure” denen sportif tarz her gün daha da çok sevilerek günden güne yaygınlaşıyor. Artık günlük hayatta jogger pantolon modelleri, sweatshirt’ler ve sneakers’larla daha çok karşılaşılıyor. Üstelik bu yıllarda kadın ve erkek kıyafetleri arasındaki belirgin ayrım da ortadan kalkmış durumda.

 

Geçmişten günümüze moda sizce de bir hayli yol kat etmiş gibi görünmüyor mu? Yine de eski dönemlerin en sevilen tarzları hala bir bir trend olmaya devam ediyor. Peki, farklı dönemlerin moda anlayışına ait en seçkin tasarımları Beymen’de bulabileceğinizi biliyor muydunuz? Hemen keşfedin!

 

Yorumlara kapalı

Menu